Kadınların karşı karşıya kaldıkları gebelik türleri arasında kimyasal gebelik bulunur. Bu gebeliğin normal gebelikten nasıl ayrıldığı, nedenleri, belirtileri ve anlaşılma durumu kadınların öğrenmesi gereken konular arasında yer alır.
Her kadının bu durumu yaşaması mümkün olduğundan bu tür gebeliğe karşı hazırlıklı olmaları lazımdır. Bunun için hazırladığımız içerik kimyasal gebelikle ilgili bilinmeyenlerin öğrenilmesine yardımcı olacaktır. İşte son yıllarda karşı karşıya kalma oranı artış gösteren bu gebelikle önemli bilgiler;
Kimyasal Gebelik Nedir?
Kadınların hamileliğin ilk aylarında yaşadıkları düşük olayına kimyasal gebelik denir. Bu olayın yaşandığı dönem ise genellikle hamileliğin ilk 5 haftası olarak ifade edilir. Bu düşük hamile kadının etkisi olmaksızın vücut tarafından gerçekleştirilen bir düşüktür. Bu nedenle kadınların düşük yaptıklarını anlamaları genelde mümkün olmaz.
Son yıllarda yaşanma oranı artan kimyasal gebelik aynı zamanda sessiz düşük, embriyo kaybı, sessiz gebelik ve biyokimyasal gebelik isimleriyle anılır. Bu isimleri almalarında hamile kadınların düşük yaptığını anlamaması etkili olur.
Kadınlarda kimyasal gebelik son araştırmalara göre düşük türleri arasında %8-%33 oranlarında görülür. Kadının tüp bebek tedavisini tercih ettiği durumlarda bu gebeliğin gerçekleşme oranı ise %22 oranlarını bulur. Bu oranlar ise önemli sayıdaki hamileliğin erken dönemde düşükle sonlandığını ifade eder.
Kimyasal Gebelik Nasıl Olur?
Kadınlarda kimyasal gebeliğin oluşum evresi yumurtanın döllenmesiyle birlikte başlar. Yumurta döllendikten sonra embriyo oluşumu gerçekleşir ve embriyonun rahim duvarına yerleştiği görülür. Ancak bu aşama sonrasında embriyonun gelişiminin devam etmesi yerine artması durumu gerçekleşir.
Buna bağlı olarak da kanamalar görülmeye ve hormon değerlerinin düşmesi görülmeye başlar. Kimyasal gebeliğin oluşması durumunda her zaman embriyonun rahme tutunduğu görülmez. Bazı durumlarda tutunma gerçekleşmeden düşük yaşanır. Bu düşüğün yaşanması ise genellikle adet döneminde gerçekleşir.
Düşük olayı adet döneminde yaşanmasına rağmen kanama oranı yüksek görülür. Ayrıca adet ağrısı şiddetinin normal dönemlerden fazla olduğunu söylemek mümkündür. Kimyasal gebeliğin oluşumunda HCG hormon seviyesinin düşmesi etkilidir.
Bazı hamileliklerde ilk 5 haftanın içerisinde bu hormonun seviyesinin artması gerekmesine rağmen azalması görülür. Seviyenin düşmesiyle birlikte sessiz düşüğün yaşanması kaçınılmaz olur. Hatta bazı durumlarda HCG değeri sıfıra kadar indiği için doktor müdahalesine gerek duyulmaz.
Kimyasal Gebelik Belirtileri
Sessiz düşük olarak kabul edilen kimyasal gebelik yaşayan kadınların belirtilerin farkında olmamaları oldukça sık görülen bir durumdur. Ancak normal şartlarda düşükle sonuçlanan bu gebeliğin birtakım belirtileri bulunur.
Belirtileri şöyle sıralayabiliriz;
- Vajinal kanamanın görülmesi
- Beta HCG değerlerinin artması yerine düşüyor olması
- Adet ağrılarının şiddetli şekilde görülmesi
- Hamilelik testinin pozitif iken negatif hale dönüşmesi
- Hamilelik belirtilerinin görülmeye başlamamış olması
- Karın krampı sorunlarının yaşanıyor olması
- Adet kanamasının yoğun şekilde yaşanıyor olması
- Adet döneminde gecikmenin yaşanıyor olması
- Hamile kadınların duygularının sıkça değişiyor olması
- Laboratuvar testlerinde anormal değerlerin ortaya çıkıyor olması
- Yerleşme kanamasının oranının normalden fazla olması
Kadınların duygusal yönden yıpranmasına neden olan sessiz düşüğün her kadında benzer belirtileri göstermesi mümkün olmaz. Kadınların bir bölümü erken dönemdeki hamileliklerinde karşılaştıkları durumları düşükle bağdaştırırken kadınların bir bölümü olayın farkında olmazlar. Bu da genellikle embriyonun kaybedildiği kanamanın adet kanaması olarak görülmesine neden olur.
Kimyasal Gebelik Nasıl Anlaşılır?
Kadınlarda kimyasal gebeliğin anlaşılma evresi klinik gebelikle benzer seyreder. Hamilelik şüphesi ve test yapılmasının ardından sonucun pozitif çıktığı görülür. Bu da yumurtanın döllenmiş olduğu sonucuna ulaşılmasını sağlar.
Hamilelik testi günler sonra tekrarlandığında veya doktor kontrolüne gidildiğinde gebeliğin bulunmadığı anlaşılabilir. Test yapılıyorsa sonuç negatif olarak çıkabilir. Bu durumda kimyasal gebelikten bahsetmek mümkün olur.
Gebelik evrelerinde Beta Hcg değerlerinin ölçümü yapıldığında kimyasal gebelikte bu değerler belirleyicidir. Sağlıklı hamilelikte yükselmesi gereken değerlerin aksine düşüş evresinde olması sonuca ulaşılmasına yardımcı olur.
Kimyasal Gebelik Sebepleri
Kadınlarda kimyasal gebelik sebeplere bağlı olarak yaşanan bir düşüktür. Yalancı hamilelikle karıştırılmasına rağmen farklı bir durumdur. Gebeliğin yaşanma sebeplerini ise büyük oranda genetik faktörler etkiler.
Kadınların son dönemlerde yaygın şekilde karşılaştığı kimyasal gebeliğin sebepleri şunlardır;
- Yumurtanın implantasyon sorunu yaşaması
- Gebelik için gerekli olan hormonların salgılanamıyor oluşu
- Rahimde anormallikler bulunması
- Embriyonun tutunmasını engelleyecek genetik sorunların bulunması
- Kromozom sayılarında anormallikler görülmesi
- Anne adayında tiroid hastalığının bulunması
- Myom rahatsızlığının ortaya çıkmış olması
- Anne adayının enfeksiyon kapmış olması
- Bağışıklık sisteminin embriyonun tutunmasını engelliyor olması
- Anne adayının vücut yapısının ve ağırlığının hamilelik için uygun olmaması
- Annede hormon dengesinin düzenli olmaması
- İlerleyen yaşta gebeliğin yaşanıyor olması
- Yumurtanın rahme gidişinde rol oynayan fallop tüplerinin tıkanmış durumda olması
- Anne adayında polikistik over sendromunun var olması
- Kadınların sağlıklı hamilelik için beslenme düzeninin yetersiz olması
- Stresli bir yaşam sürülüyor olması
- Anne adayının pıhtılaşma rahatsızlığının olması
- Annenin şeker hastalığının bulunuyor olması
- Embriyonun DNA sorunlarının bulunması
Yapılan tetkikler kimyasal gebeliğin sebeplerinin öğrenilmesine yardımcı olur. Ancak sebeplerin farkında olunması düşüğün önlenmesi aşamasında bir işe yaramaz. Ancak kadınların bu düşüğü yaşama riskinin azaltılması yönünde çalışmaların yapılması mümkün olur.
Kimyasal Gebelik Neden Olur?
Kadınların kimyasal gebelik yaşamalarının nedeni kromozomal anomaliliklerdir. Kromozom yapısının sağlıklı olmaması veya sayısının farklı olması embriyonun gelişmesini engeller. Bu da düşüğe neden olur.
Kimyasal gebeliğin oluşma nedenlerinden birisi de rahim içine embriyonun yerleşemiyor oluşudur. Bunun sebebi ise rahim içinin dar olması, rahim dokusunun düzensiz ve kalitesiz olmasıdır. Embriyo rahim içine giremediği ve tutunamadığı için gelişim durur.
Gelişimin durmasına bağlı olarak da hamilelik hormonu üretilememeye başlanır. Hormonun üretilememesi 7-10 gün içerisinde sıfırlamaya kadar gider. Anne adayının diyabet, şeker ve hormonal rahatsızlıkları da kimyasal gebeliğin ortaya çıkma nedenleri arasında bulunur.
Kimyasal Gebelik Kaçıncı Haftada Düşer?
Kadınlar kimyasal gebelikte embriyonun düşme durumunu öğrenmek ister. Gebelik testinin çift çizgi şeklinde sonuç vermesi ve döllenme olayının gerçekleşmesi gebeliğin varlığından söz edilmesine neden olur.
Düşük olayının gerçekleşmesi içinse erken gebelik döneminin gösterilmesi mümkündür. Düşük olayı maksimum olarak 5.hafta itibariyle gerçekleşir. Bu süre dikkate alındığında kadının döllenme sonrasında yaşayacağı adet dönemine kadar düşüğün gerçekleştiği süre olarak görülür.
Embriyonun tutunmasının mümkün olmaması düşüğü beraberinde getirir. Bu nedenle düşüğün olmaması için çabalamak lazımdır. Çünkü düşük başladığında tedavi durumu söz konusu olmaz.
Ancak anne adaylarının kimyasal gebelik ardından yeniden aynı durumu yaşama konusunda korku yaşamalarına gerek yoktur. Çünkü sorunun yeniden tekrarlama oranı oldukça düşüktür. Kimyasal gebeliğin ardından klinik gebelik yaşayarak çocuk sahibi olunması mümkündür.
Ancak bu aşamada da sessiz düşüğe neden olan durumlardan ve sağlık problemlerinden uzak durulması gerekir. Çünkü embriyonun tutunması için sağlıklı bir rahmin bulunmaması yeni hamileliklerin de başarısız olmasına neden olabilir.
Kimyasal Gebelik Nasıl Sonlanır?
Sessiz düşük veya kimyasal gebeliğin sonlanması genellikle kadınların farkında olmadan gerçekleşen bir durumdur. Rahim içine tutunamayan embriyo kanama yoluyla düşer. Bu da gebeliğin sonlandığını ifade eder. Ancak genellikle kadınların gebelikten haberdar olmamaları yaşanan düşüğün adet kanaması olarak düşünülmesine neden olur.
Doktor kontrolünde kimyasal gebeliğin varlığının tespit edildiği durumlar vardır. Bu durumların yaşanması için kan tahlilinin yapılması gerekir. Yapılan tahlilde hamileliğe bağlı olarak yükselmesi gereken Beta Hcg değerlerinin düştüğü görülmelidir.
Değerin düşmesi ortada anormallik ve dolayısıyla kimyasal gebelik olduğunun anlaşılmasını sağlar. Doktorların teşhis sonrasında Beta Hcg değerinin daha da düşmesini engellemesi mümkün olmaz. Düşük hamileliğin ilk 1 ayında gerçekleştiğinden anne adayına zarar vermez. Bu durumda doktor tarafından tedavi yapılması durumunu ortaya çıkarmaz
Beta Hcg değerinin düşmeye başlaması kanamayla eş zamanlı olarak gerçekleşebilir. Bu durumlarda değerin 0 seviyesine inmesi düşüğün tamamlandığını ifade eder. Ayrıca değerin sıfırlanmasına bağlı olarak da adet benzeri kanama durur.
Bu olayın ardından anne adayının gebelik öncesi dönemine geçişi mümkün olur. Ancak anne adayının bebek beklerken sessiz düşükle kaybı yaşaması psikolojik açıdan kadın için bir travma oluşturur.
Yumurtanın döllenmesi, gebelik tanısının koyulması ve düşüğün gerçekleşmesiyle birlikte bir süreç oluşur. Bu sürecin oluşmasının ardından embriyonun gelişimi durmaya başlar. Gelişimin durmasıyla birlikte Beta Hcg düşüşü evresine geçilir.
Bu evrenin tamamlanması ise ortalama 7-10 gün içinde gerçekleşir. Düşük erken dönemde gerçekleştiği için bebeğin ultrasonda görülmesi veya kalp atışlarının duyulması gibi gelişmeler takip edilemez.
